27 Ekim 2019 tarihli yazım Bahçelievler / İstanbul
YÂL EHLİ; Yeme içme ve haz bol, haram normal; hesapçılık ve menfaat tekmil. Bunların sayısı 4 katına çıktı Türkiye’de
KÂL EHLİ; Sadece lâfını eder, konuşur ama yapmaz; teori sağlam, pratik sıfır ve yalanı bol.
Türkiye’nin yarısı da bunlar İle doldu.
Peki HÂL EHLİ ; Ahlâklı, az yer, az konuşur; söylediğini yapar, dertlidir, adamdır.Bu insanlarımızı ise Ankara Etnografya müzesinde ziyaret edebilir; hâl hatır sorabilirsiniz.
Türkiye’nin yaşadığı Temel sıkıntının kaynağı budur; İnsanoğlu’nun en çok çiğ süt emmişi biz de değildi nereden nasıl bu hale geldik bunu düşünmek gerekir.
Yani en büyük, en iyinin düşmanı oldukça bu süreç böyle de devam edip gidecektir. Biz de mesela inen turist sayısına bakarız bu niceliktir. İhracat her ay rekor kırar bu da niceliktir. Ama son dönemde gelen turistlerin beleşçi olduğu harcamalarının son 5 yılda yüzde yüzde 25 düştüğünü yani niteliğini görmezden geliriz. Son 5 yılda Sanayi birim ihraç fiyatımızın 2 dolarlardan 1.70 lere; ihraç birim fiyatımızın 1.59 dolardan 1.20 dolarların altına düştüğünü işporta fiyatına mal sattığımızı niteliğimizin aşındığını görmeyiz. 2014 yılında tahakkuk eden KDV nin yüzde 52 si tahsil edilebilirken; Bu oran 2019 da yüzde 41 ler düşmüştür. 2019 da tahakkuk eden KDV’nin 2014 ün 2.5 katı olmasına rağmen tahsilatı 1.3 katıdır.
Özetlersek ; Aslanlar kendi hikayelerini yazmadıkça, avcıların hikayelerini dinlemek zorundayız.”
der Afrikalı bir bilge.
Gürlediğimiz kadar yağamadıkça, hikayesiz bir dünyadan hikayeli evrene geçemedikçe “oyuncu” olamayız, “seyirci” kalırız.
Hâl Ehli insanlarımızı sahada görmez, yönetime almaz isek; hayat bizi zor durumda bırakır.
Yerli ve milli demekle “yerli ve milli” olunmuyor.
Saygılarımla
Selçuk Şağban